12 Mart 2008
Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Turgay Durak, “İhracat pazarlarımızı, büyüyen yeni pazarlara göre çeşitlendirmemiz ve oralara saldırmamız gerekiyor” dedi.
Durak, PricewaterhouseCoopers tarafından düzenlenen “Davos'tan İstanbul'a” konulu toplantı kapsamında düzenlenen panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'de özellikle otomotivde son 30 yılda her 3 senede bir küçük, orta veya büyük boy ekonomik krizden geçtiklerini söyledi.
Bu nedenle iş modelini dörtte üç ihracat, dörtte bir de yerli piyasaya göre kurabilmek, ihracat bazını stabil ekonomi olan Batı Avrupa olarak seçerken, gelişmekte olan ülkelerin de marjinal artışlarla karlılığı perçinleyecek büyüme alanları olarak alınması durumunda, Türkiye ekonomisinin ortalama gittiği dönemde de iyi bir ekonomik sonucun elde edilebileceği fikrinin geliştiğini belirten Durak, 2001 ve 2002'de otomotivin mevcut ekonomik kriz ortamından çıkmasında, alınan derslerle yapılan model değişikliğinin etkili olduğunu ifade etti.
Otomotivde Batı Avrupa ve AB ülkelerine yapılan ihracata işaret eden Durak, bundan sonra artık buralarda çok fazla büyüme beklenmediğini, dolayısıyla gelişmekte olan ülkelere daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı.
Turgay Durak, “İhracat pazarlarımızı, büyüyen yeni pazarlara göre çeşitlendirmemiz ve oralara saldırmamız gerekiyor. Rusya'ya ihracat, Çin'de de imalat ve iç satış için ortaklıklar yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Durak, özellikle Körfez bölgesinde biriken “petro dolarlara” ilişkin bir soru üzerine de, bunun için özellikle enerji, büyük inşaat projeleri, baraj gibi alanlarda işbirliği yapılabileceğini ifade ederek, “Ancak ben geleneksel iş olan otomotivde böyle imkan olduğunu zannetmiyorum. Bir Hintli firmanın bile, otomotivde finansmanı geleneksel olarak Batıdan sağlaması söz konusu” dedi.
“TSUNAMİ GİBİ...”
Borusan Holding Üst Yöneticisi (CEO) Agah Uğur da, şu anda ABD ekonomisinin durumunun Davos toplantılarındaki durumdan daha kötü olduğunu ve ABD ekonomisinin resesyona girdiğini kaydederek, bundan dünyanın etkilenmemesinin söz konusu olmadığını, ancak en fazla ABD ile iş yapanların etkileneceğini söyledi.
Türkiye gibi ekonomisi kırılgan olan ülkelerin de bundan etkilenebileceğine dikkat çeken Uğur, şöyle devam etti:
“Yurt dışından para gelip gelmemesindeki etkenlerden biri parayı Türkiye'ye gönderen karar alıcıların, (paranın üstünde mi oturalım, yoksa sakin bir limanda mı bekleyelim) şeklindeki yaklaşımı olacaktır. Yine de bizim ülke olarak (2001 krizi gibi olmaz) şeklinde düşünmememiz gerekiyor. Bu tsunami gibi... Beşinci basamaktaysanız ölüyorsunuz, sekizinci basamaktaysanız kurtuluyorsunuz. Bizim Türkiye olarak beşinci mi yoksa sekizinci basamakta mı olduğumuz belli değil. Tsunami geldiğinde Türkiye ekonomisi darmadağın olabilir. Ancak biz Türkiye'ye bu dalganın geleceğine inanmıyoruz. Yine de her türlü tedbiri almak gerekir.”
“ETİK KAPİTALİZM...”
Boyner Sanayi A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Osman Boyner de, son 15-20 yıldır dünyanın resesyon görmediğini ve bir çok yöneticinin resesyonu bilmemesi nedeniyle nasıl yöneteceklerini de bilmediklerini ifade etti.
Davos'taki “yaratıcı kapitalizm” tartışmalarına ilişkin de Boyner, “Kapitalizm bir zenginlik, para yaratma mekanizması. Ben etik kapitalizm diyorum. Sermayedarınıza, çevreye karşı etik olmak... Kapitalizmde en büyük soru işareti, yaratılan zenginliğin nasıl dağıtılacağı konusunda” şeklinde konuştu.
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Kalpaklıoğlu da, “Kapitalist dünyada büyümeyi sürdürmek için artık belki bazı noktalarda farklı davranmak gerek. Karını eskisine göre düşürmek... Global dünya ve bütün kazananlar, daha az gelişmiş Afrika gibi yerlere birtakım değerler götürmek zorunda” dedi.
Önümüzdeki yıllarda gıda fiyatları ve buradaki artışın insanlığa olan etkilerinin, konuşulacak en önemli konulardan olacağına dikkat çeken Kalpaklıoğlu, “Bazı alanlarda düzeltmek imkanı olabilir ama gıdada düzeltme imkanı yok. Dünyada nüfus artışı var ve insanlar beslenemezse yaşama şansı yok. Bu nedenle dünyanın çözmesi gereken bir sorun da bu” görüşünü aktardı.
|